top of page

Arama Sonuçları

29 items found for ""

  • Atatürk Köşesi | Şeyda Şentürk

    ATATÜRK'ÜN HAYATI Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule (Atadan) 1956 yılına değin yaşadı. Küçük Mustafa öğrenim çağına gelince Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti (1888). Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selânik'e dönüp okulunu bitirdi. Selânik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi. Bu okulda Matematik öğretmeni Mustafa Bey adına "Kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdâdi'sini bitirip, İstanbul'da Harp Okulunda öğrenime başladı. 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu, Harp Akademisi'ne devam etti. 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle Akademi'yi tamamladı. 1905-1907 yılları arasında Şam'da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır'a III. Ordu'ya atandı. 19 Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa'ya gönderildi. Picardie Manevraları'na katıldı. 1911 yılında İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı. 1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan savaşta, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911'de İtalyanlar'a karşı Tobruk Savaşını kazandı. 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığı'na getirildi. Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edirne'nin geri alınışında büyük hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliği'ne atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sırada I. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı İmparatorluğu savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal, 19. Tümeni kurmak üzere Tekirdağ'da görevlendirildi. 1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir kahramanlık destanı yazıp İtilaf Devletleri'ne "Çanakkale geçilmez! " dedirtti. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazı'nı geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal, 9-10 Ağustos'ta Anafartalar Zaferi'ni kazandı. Bu zaferi 17 Ağustosta Kireçtepe, 21 Ağustosta II. Anafartalar zaferleri takip etti. Çanakkale Savaşlarında yaklaşık 253.000 şehit veren Türk ulusu, onurunu İtilaf Devletleri'ne karşı korumasını bilmiştir. Mustafa Kemal'in askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" emri cephenin kaderini değiştirmiştir. Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşları'ndan sonra 1916'da Edirne ve Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halepteki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geldi. Veliaht Vahdettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandı. Viyana ve Karisbad'a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı'na getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı. Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine Mustafa Kemal, 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını " ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığı'na Mustafa Kemal seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı. Türk Kurtuluş Savaşı, 15 Mayıs 1919'da Yunanlılar'ın İzmir'i işgali sırasında düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan I. Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi, düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye - ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı. Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Kurtuluş Savaşının önemli aşamaları şunlardır: Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı. Çukurova, Gaziantep, Kahramanmaraş Şanlıurfa savunmaları (1919- 1921) I. İnönü Zaferi (6 -10 Ocak 1921) II. İnönü Zaferi (23 Mart-1 Nisan 1921) Sakarya Zaferi (23 Ağustos-13 Eylül 1921) Büyük Taarruz, Başkomutan Meydan Muhaberesi ve Büyük Zafer (26 Ağustos- 9 Eylül 1922) Sakarya Zaferi'nden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşmasıyla sonuçlandı. Böylece Sevr Antlaşmasıyla paramparça edilen, Türkler'e 5-6 il büyüklüğünde vatan bırakılan Türkiye toprakları üzerinde, ulusal birliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması için hiçbir engel kalmadı. 23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmiştir. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de hilâfet ve saltanat birbirinden ayrıldı, saltanat kaldırıldı. Böylece Osmanlı İmparatorluğuyla yönetim bağları koparıldı. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet idaresi kabul edildi, Atatürk, oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Cumhuriyet'in ilk hükümeti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ve "Yurtta barış cihanda barış" temelleri üzerinde yükselmeye başladı. Atatürk,Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz: 1. Siyasal Devrimler: Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922) Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923) Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924) 2. Toplumsal Devrimler Kadınlara, Erkeklerle Eşit Haklar Verilmesi (1926-1934) Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925) Tekke Zâviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925) Soyadı kanunu ( 21 Haziran 1934) Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934) Uluslararası Saat, Takvim ve Uzunluk Ölçülerinin Kabulü (1925-1931) 3. Hukuk Devrimi : Mecellenin Kaldırılması (1924-1937) Türk Medeni Kanunu ve Diğer Kanunların Çıkarılarak Laik Hukuk Düzenine Geçilmesi (1924-1937) 4. Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimler: Öğretimin Birleştirilmesi (3 Mart 1924) Yeni Türk Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928) Türk Dil ve Tarih Kurumları'nın Kurulması (1931-1932) Üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi (31 Mayıs 1933) Güzel Sanatlar'da Yenilikler 5. Ekonomi Alanında Devrimler: Aşârın Kaldırılması Çiftçinin Özendirilmesi Örnek Çiftliklerin Kurulması Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması I. ve II. Kalkınma Planları'nın (1933-1937) uygulamaya konulması, yurdun yeni yollarla donatılması Soyadı Kanunu gereğince, 24 Kasım 1934'de TBMM'nce Mustafa Kemal'e "Atatürk" soyadı verildi. Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığı'na seçildi. Bu başkanlık görevi, Devlet-Hükümet Başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk, ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927, 1931, 1935 yıllarında TBMM, Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti. Atatürk, sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere, aksayan yönlerle ilgili emirler verdi. Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını, komutanlarını ağırladı. 15-20 Ekim 1927 tarihinde Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük nutkunu, 29 Ekim 1933 tarihinde de 10. Yıl Nutku'nu okudu. Atatürk, özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'de Latife Hanım'la evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik, 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk, Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı. 1937 yılında, çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyeleri'ne bağışladı. Mirasından kız kardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil ve Tarih Kurumları'na pay ayırdı. Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine aşırı ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atıyla, köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine, devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu. ATATÜRK'ÜN SON YILLARI VE ÖLÜMÜ Atatürk'ün ilk hastalık belirtisi, 1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı başlarında Yalova'da bulunduğu sırada, ciddî olarak hastalandı. Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen iyileşmeden Ankara'ya yaptığı yorucu yolculuk, hastalığının artmasına sebep oldu. Bu tarihlerde, Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta olmasına rağmen, Mersin ve Adana'ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında askerî birliklerimizi teftiş edip tatbikat yaptıran Atatürk, çok yorgun düştü. Ülkü edindiği millî dava uğruna, kendi sağlığını hiçe saydı. Güney seyahati, hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs'ta Ankara'ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul'a gitti. Doktorlar tarafından, siroz hastalığı teşhisi kondu. Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı'nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul'a gelen Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938'de Hatay Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi, Atatürk'ü çok sevindirip moralini düzeltti. Temmuz sonlarına kadar Savarona'da kalan Atatürk'ün hastalığı ağırlaşınca, Dolmabahçe Sarayı'na nakledildi. Fakat, hastalığı durmadan ilerliyordu. O'nun hastalığını duyan Türk halkı, sağlığıyla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle iyileşmesini diliyordu. Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938'de vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil Kurumları'na bağışladı. Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu. Fakat, çok arzuladığı hâlde, Ankara'ya gelip cumhuriyetin on beşinci yıl dönümü törenlerine katılamadı. 29 Ekim 1938'de kahraman Türk Ordusu'na yolladığı mesaj, Başbakan Celâl Bayar tarafından okundu. "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk Ordusu!" sözü ile Türk Ordusu'nun önemini belirtmiştir. Yine aynı mesajda "Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır" diyerek Türk Ordusu'na olan güvenini belirtmiştir. Atatürk, 1 Kasım 1938'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış töreninde de bulunamadı. Hazırladığı açılış nutkunu, Başbakan Celâl Bayar okudu. Atatürk, bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık hizmetleri ve ekonomi konularındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka eğitim ve kültür konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern kültürlü olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi'nin geliştirilmesi, Ankara Üniversitesi'nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin kurulması için çalışmaların yapıldığını belirtti. Türk Tarih ve Türk Dil Kurumları'nın çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ayrıca, Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi Kanunu'nun uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. Atatürk, ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı. Atatürk'ün hastalığı, tekrar şiddetlendi. 8 Kasım'da sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya başlandı. Bütün memleketi tekrar derin bir üzüntü kapladı. Her Türk'ün kalbi, onun kurtulması dileğiyle çarpıyordu. Ancak, kurtarılması için gösterilen çabalar sonuç vermedi ve korkulan oldu. Dolmabahçe Sarayı'nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş geçe, insan için değişmez kanun, hükmünü uyguladı. Mustafa Kemal Atatürk, aramızdan ayrıldı. Bu kara haberle, yalnız Türk Milleti değil, bütün dünya yasa büründü. Büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere temsilciler göndererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna karşı duydukları derin saygıyı belirten mesajlar gönderdiler. 16 Kasım günü Atatürk'ün tabutu, Dolmabahçe Sarayı'nın büyük tören salonunda katafalka konuldu. Üç gün, üç gece gözü yaşlı bir insan seli, ulu önderine karşı duyduğu saygı, minnet ve bağlılığını ifade etti. Cenaze namazı, 19 Kasım günü Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı. On iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına konularak, İstanbul halkının gözyaşları arasında, Gülhane Parkı'na götürüldü. Buradan bir torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi. Büyük Ada açıklarına kadar, donanmamız ve törene katılmak için gelmiş olan yabancı gemilerin eşlik ettiği Yavuz zırhlısı, cenazeyi İzmit'e getirdi. Burada Yavuz zırhlısından alınan cenaze, özel bir trene kondu. Atalarına son saygı görevlerini yapmak üzere toplanan halkın kalbinde, derin bir üzüntü bırakarak Ankara'ya getirilmek üzere hareket edildi. Atatürk'ün vefatı üzerine, cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, bakanlar, Genelkurmay Başkanı, milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri gelenleri tarafından karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Mîllet Meclisi önünde hazırlanan katafalka kondu. Ankara halkı da onun cenazesi önünden saygıyla geçerek son görevini yaptı. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî yöneticiler ile yabancı devlet temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce insanın katıldığı büyük bir tören yapıldı. Daha sonra Atatürk'ün tabutu, katafalktan alınarak Etnografya Müzesi'nde hazırlanan geçici kabre kondu. Türk milleti daha sonra, bu büyük insana lâyık, Ankara Rasattepe'de bir Anıtkabir yaptırdı. 10 Kasım 1953'te Etnografya Müzesinden alınan Atatürk'ün naaşı, Anıtkabir'e getirildi. Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan toprakları ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi. Atatürk Fotoğrafları Galerisi

  • Kadın Moda Trendleri | Şeyda Şentürk

    Kadın Moda Trendleri 2023-2024 Ayakkabı Modası ve Trendleri Öyle kötü geldi ki 2020, bir çok şeyle birlikte ayakkabı giymeyi de unuttuk desek yeridir. Köşe başındaki markete giderken giydiğimiz sneakerlarımız ve evde giydiğimiz panduflar dışında başka bir şey geçiremedik ayağımıza. Belki diyorum, hani bir umut 2021 farklı olsun. Giyelim botlarımızı, çizmelerimizi, stilettolarımızı salınalım dışarılarda :) ​ Yıl oldu 2024, sildik artık pandeminin kötü izlerini, giyer olduk canımızın istediğini. :) Peki neymiş yılın ayakkabı modası ve trendleri? Hadi hep birlikte bir göz atalım, nerede ne varmış... DIVARESE Kroko Siyah Kadın Bot 5023862-052 TL1,299.00 TL 449.00 (KDV dahil) %65 indirim DIVARESE Kum Rengi Süet Kadın Bot 5023809-486 TL1,199.00 TL 359.00 (KDV dahil) %70 indirim DERİMOD Krem Kadın Deri Topuklu Bot Ürün Kodu: 20WFD116218 1199 TL 649.99 TL %46 indirim KEMAL TANCA Kemal Tanca Kadın Derı Bot Bot Ürün Kodu: 786 266 BN BOT SK20-21 %43 İNDİRİM 699 TL 399.99 TL HOTİÇ Hakiki Deri Sarı Kadın Düz Bot Ürün Kodu: 01BOH186450A520 1298,00 TL 389,40 TL Sepette %40 İndirim: 233.64 TL HOTİÇ Vizon Yaya Kadın Bot&Çizme Ürün Kodu: 01BOY202990A450 858,00 TL 257,40 TL Sepette %40 İndirim: 154.44 TL NİNE WEST SANDY Siyah Kadın Topuklu Bot -%18Kargo Bedava 699,00 TL 570,00 TL Sepette %30 İndirim 399,00 TL DERİMOD Kırmızı Kadın Taş Ve Zımba Detaylı Deri Çizme Ürün Kodu: 19WFD163218 1599 TL 479.99 TL %70 indirim HEELS Heels Kadın Siyah Taşlı Çorap Çizme HLS-202 599,00 TL 499 TL Sepette %5 İndirim 474,05 TL KARGO BEDAVA Nil Shoes Gri Vera Süet Taşlı Western Bot 690107 289,90 TL Sepette %40 İndirim 173,94 TL Shoetek 902 Kadın Yağmur Çizmesi Siyah Gümüş Taşlı(090-902-20KÇ)Shoetek%45 İndirim ₺202,30 ₺111,26 Meral Özgenç Taşlı Kısa Çizme Ürün Kodu : MCZ-60031 Sepette %25 İndirim 374.99 TL 499.99 ₺ 2023-2024 Moda Trendleri Sezondan Sizin İçin Seçtiklerim... Zara Pilili Kısa Tulum ​ H&M Şifon Elbise ​ Pull and Bear Blok Renkli Tasarım Ceket ​ Mango Fırfırlı Desenli Elbise ​ Koton Baskılı Kapüşonlu Elbise - Yeşil DeFacto Mom Fit Jean Pantolon ​ Bershka JOIN LIFE Baskılı Kısa Kollu T-shirt ​ Dilvin Kemer Detaylı Deri Ceket - Taba Oxxo Yeşil Special Çift Düğmeli Blazer Ceket Bershka Mom Jean ​ Twist Tül Mixli Elbise ​ DeFacto Harry Potter Lisanslı Kapüşonlu Sweat Elbise Zara Jean Gömlek Elbise ​ Koton Kapüşonlu Uzun Kollu Baskılı Kısa Elbise - Siyah ​ DeFacto Vintage Skinny Yüksek Bel Jean Pantolon ​ Bershka Oversize Batik Desenli T-shirt ​ Oxxo Gri Metalik Uzun Yağmurluk ​ Gap Klasik Blazer Ceket ​ Stradivarius Penye Elbise Koton Cepli Kapüşonlu Triko Hırka - Gri ​ Mudo Kapüşonlu Polar Sweatshirt Koton Yaka Detaylı Uzun Kollu Fırfır Detaylı Mini Elbise - Kırmızı Kareli Koton Kapüşonlu Uzun Kollu Baskılı Elbise - Ekru ​ DeFacto Baggy Jean Pantolon ​ Bershka Oversize Batik Desenli T-shirt ​ Addax Pudra Yumuşak Dokulu Mont ​ Zara Dokulu Çift Düğmeli Blazer ​

  • Ben Kimim | Şeyda Şentürk

    ABOUT ŞEYDA ŞENTÜRK Who am I A traveler who loves nature, animals, traveling, seeing new places, tasting new tastes, a theater volunteer who has spent years in theater, an esthetician whose interest in aesthetics and care continues to increase day by day, an econometrist with a degree in economics and administrative sciences, has made it a principle to look positively on life. , innovative, contemporary, 18-year-old mother of the world-class girl.

  • Yasal Uyarı | Şeyda Şentürk

    Yasal Uyarı Bu Alandaki Bilgiler 04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” Uyarınca Gerekli Durumlarda İletişim Sağlanabilmesi İçin Eklenmiştir. Lütfen Gerekli Durumlarda Kullanınız. İçerik ve Yasal Uyarılar Bu bölüm, seydasenturk.com içeriği ve bu içeriğin kullanımı ile ilgili yasal uyarıları kapsamaktadır. Bu yasal uyarılar önceden haber vermeksizin Şeyda Şentürk tarafından değiştirilebilir. Genel Uyarılar 1. Bu site Şeyda Şentürk’e aittir ve Şeyda Şentürk tarafından işletilmektedir. Url adresi http://www.seydasenturk.com şeklindedir ve bundan sonra site olarak anılacaktır. 2. Sitenin tüm hakları saklıdır. 3. Bu sitede yer alan üçüncü şahıslara ait diğer ürün ya da hizmet markaları ve şirket unvanları hakkında tasarruf yetkisi tamamen ilgili üçüncü şahıslara ait olup bu markalar ve şirket unvanları sahiplerinin adına tescil edilmiş olabilir. Üçüncü şahıslara ait bu marka ya da şirket unvanlarının izinsiz kullanımı halinde yasal sorumluluk tamamen kullanıcıya aittir. 4. İşbu sitenin isim hakları, içeriği, şablonu, tasarımı, site içindeki tüm doküman, belge, bilgi, veri, makale, şiir, yazı, program, fotoğraf, video v.b. tüm hakları saklıdır. Bu sitenin tamamının ya da bir bölümünün, Şeyda Şentürk'ün yazılı izni olmaksızın, herhangi bir şekil ve ortamda kopyalanması ya da yeniden yaratılması veya başka bir site ya da medyada yayınlanması veya başka bir yere taşınması kesinlikle yasaktır. 5. Kullanıcılar ve Üyeler sitede yer alan tüm uyarılara, sitenin kullanımına ilişkin olarak Şeyda Şentürk tarafından belirlenen hüküm ve şartlara ve yürürlükteki mevzuata aynen uyacaklarını kabul ve taahhüt ederler. Kullanıcılar ve Üyeler, sitede sunulan hizmetleri, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve ilgili kanun hükmündeki kararnamelerden doğan her türlü fikri (telif) ve sınai mülkiyet hakları Şeyda Şentürk’e ait olmak koşuluyla kişisel amaçları için ve izin verilen hallerde ticari amaçlarla kullanabilirler. Site İçeriği Bu site aşağıdaki içerik bileşenlerinden oluşur. 1. Şeyda Şentürk logosu 2. Şeyda Şentürk tarafından oluşturularak, kullanıcılar ve Üyelere sunulan içerik. 3. Üçüncü taraflardan sağlanarak, kullanıcılara sunulan içerik. 4. Sponsorlar, reklam verenler ve mal/hizmet sağlayıcılar tarafından sağlanan içerik. 5. Kullanıcılar ve Üyeler tarafından veri girişi, mesaj gönderme, dosya yükleme, v.b. yollarla sağlanan içerik. 6. İçeriğin sunumu amacıyla Şeyda Şentürk tarafından geliştirilerek ya da üçüncü taraflardan tedarik edilerek kullanılan yazılım kodları ve etkileşimli alanlar. Yasal Uyarılar 1. Sitede yer alan ve bizzat Şeyda Şentürk tarafından oluşturulan yazı, doküman, makale, bilgi, yazılım v.b. her türlü materyal ve içeriğin eser sahibi Şeyda Şentürk olup bu materyal ve içeriğin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan doğan her türlü fikri mülkiyet (telif) hakkı Şeyda Şentürk’e aittir. Şeyda Şentürk tarafından oluşturulan site içeriği, Şeyda Şentürk uzmanları tarafından, bilimsel prensipler ve etik kurallar çerçevesinde, yüksek kalite ve mutlak kamu yararı hedefi ile hazırlanmaktadır. Buna rağmen Şeyda Şentürk, bu sitede yer alan yazı, doküman, makale, bilgi, yazılım v.b. her türlü materyalin ve sunulan diğer malzemelerin kesin doğruluğunu, uygunluğunu, güvenilirliğini ve yeniliğini garanti etmez. 2. Üçüncü şahıslardan yazılı izinleri alınmak suretiyle temin edilen ve sitede Kullanıcı ve Üyelerin hizmetine sunulan her türlü yazı, rapor, makale, haber, belge, doküman v.b bilgiye ilişkin fikri mülkiyet (telif) haklarının sahibi, söz konusu web sayfasında adı eser sahibi olarak zikredilen gerçek ya da tüzel kişidir. Eser sahibinin adının zikredilmediği durumlarda, söz konusu haklar Şeyda Şentürk’e aittir. Kullanıcılar ve Üyeler, üçüncü şahıslardan temin edilecek bu tür yazı, rapor, makale, haber, belge, doküman v.b bilgiye ilişkin olarak eser sahibinin koyduğu her türlü kısıtlama ve şartı aynen kabul ettiklerini beyan ve taahhüt eder. Üçüncü şahıslardan rapor, yazı, makale, görüş, haber, v.b. şekilde alınarak sunulan bu bilginin içeriğinden, söz konusu bilgiyi temin eden üçüncü şahıs bizzat sorumludur. Bu kapsamda, sitede yer alan üçüncü şahıslara ait düşünce ve ifadelerin sorumluluğu da düşünce ve ifade sahibine ait olup bu düşünce ve ifadelerden dolayı Şeyda Şentürk’ün herhangi bir sorumluluğu yoktur. Şeyda Şentürk, üçüncü şahıslardan sağlanan her türlü belge, doküman, bilgi ve diğer malzemelerin kesin doğruluğunu, uygunluğunu, güvenilirliğini ve yeniliğini garanti etmez. 3. Üçüncü maddede belirtilen hükümler Şeyda Şentürk sponsorları, reklam verenleri ve sitede mal ve hizmet sağlayıcı olarak yer alan üçüncü şahıslar tarafından sağlanan her türlü yazı, rapor, makale, haber, belge, doküman v.b bilgi ve malzeme için de geçerlidir. 4. Şeyda Şentürk, seydasenturk.com üzerinden yalnızca kendi standartlarına ve yürürlükteki yasal düzenlemelere uygun olan “üçüncü şahıslara ait Web Sitelerine” link sağlamaya dikkat etmektedir. Ancak, link sağlanan bu “üçüncü şahıslara ait Web Sitelerinin” içeriği, bu siteler Şeyda Şentürk tarafından denetlenmediğinden, Şeyda Şentürk’ten habersiz olarak değiştirilebilir. Şeyda Şentürk’ün bu tür değişiklikleri haber verme yükümlülüğü bulunmadığı gibi, Şeyda Şentürk bu değişikliklerden sorumlu değildir. İşbu Şeyda Şentürk sitesi ve üçüncü şahıslara ait sitelerdeki her türlü belge, doküman, bilgi ve malzeme ‘olduğu gibi’ sağlanmakta olup, bu belge, doküman, bilgi ve malzemelere ilişkin olarak Şeyda Şentürk ve üçüncü şahıslar tarafından (doğruluk, kesinlik, güvenilirlik, kesintisiz çalışma dahil) açık veya zımni herhangi bir garanti verilmemektedir. 5. Kullanıcılar veya Üyeler tarafından veri girişi, mesaj gönderme, dosya yükleme, v.b. yollarla sağlanan her türlü bilgi, belge, doküman, yazılım, materyal ve içeriğin (bundan sonra hep birlikte “İçerik” olarak anılacaklardır) sorumluluğu işbu içeriği sağlayan Kullanıcı veya Üyeye aittir. Bu yollarla içerik sağlayan Kullanıcı veya Üye, bu içerik üzerinde, hizmet alımı veya verilmesine ilişkin yapılacak anlaşma hükümleri saklı kalmak koşuluyla, Şeyda Şentürk’e “ücretsiz, süresiz, münhasır olmayan, devredilebilir ve herhangi bir sınırlamaya tabi olmayan” bir kullanım yetkisi vermeyi kabul ve taahhüt eder. Bu kullanım yetkisi kapsamında Şeyda Şentürk söz konusu İçeriği işleme, kopyalama, çoğaltma, üçüncü şahıslara dağıtma, izne gerek kalmadan değişiklik yapma ve sitede yayınlama hakkına sahip olacaktır. Ayrıca, Kullanıcılar ve Üyeler temin edecekleri bu tür içeriğin yanlış, yanıltıcı, saptırılmış, doğru olmayan, haksız rekabet yapan veya buna neden olan, küfür mahiyetinde olan, kaba, terbiyesiz, bayağı, nefret uyandıran, tacizkar, müstehcen, tiksindirici, iğrenç, suistimal edici, cinsellikle ilgili, tehdit edici, saldırgan, karalayıcı, bireysel gizliliği zedeleyen, ırkçı, insani-ahlaki-dini değerlere saygısız, yasadışı etkinlikleri savunan, herhangi bir kanuna uygun olmayan veya suç teşkil edebilecek unsurlar içermeyeceğini kabul ve taahhüt ederler. 6. Şeyda Şentürk, kendisi tarafından geliştirilen veya üçüncü şahıslardan temin edilen yazılım kodları da dahil olmak üzere, sitede sunulan bilgi, belge, doküman ve malzemelerin içerisinde bulunan işlevlerin kesintisiz devam edeceğine veya hatadan arınmış olacağına, sorunların giderileceğine veya forum alanları gibi etkileşimli alanlar ve bunları erişilebilir kılan hizmet birimi de dahil olmak üzere, işbu sitenin virüslerden ya da başka zararlı unsurlardan arınmış olduğuna dair hiçbir garanti vermez. 7. Yürürlükteki mevzuatın müsaade ettiği ölçüde Şeyda Şentürk, bu sitede sunduğu hizmetler kapsamında belirli bir amaca uygunluk, kesintisiz devamlılık, güncelleme, işlevsellik, doğruluk, hatasızlık dahil, açık veya zımni hiçbir garanti vermemektedir. 8. Şeyda Şentürk, siteye giriş ve sitenin kullanımı, sitedeki herhangi bir içeriğin, görüntünün veya yazılımın indirilmesi v.b. nedenlerle Kullanıcı ve Üyelerin bilgisayarlarında veya diğer aygıtlarında meydana gelebilecek zararlardan (veri kaybı dahil) sorumlu değildir. 9. Bu sitede yer alan bilgi, belge, doküman, yazılım, materyal, içerik ve her türlü malzemenin kullanımından doğabilecek veri kaybı, kar mahrumiyeti, işin kesintiye uğraması dahil her türlü zarardan bizzat ilgili Kullanıcı/Üye sorumludur. Kullanıcılar ve Üyeler kullanımdan doğan bu tür zararlardan dolayı Şeyda Şentürk'ten tazminat talebinde bulunmayacaklarını kabul ve taahhüt ederler. Kullanıcı ve Üyeler, bu hizmeti kullanmakla, gerekli bakım, tamirat ya da düzeltme masraflarının tümünü üstlenmeyi baştan kabul etmiş sayılır. Bu site içeriğinin Kullanıcı ya da Üyeler tarafından hukuka veya işbu sitede yer alan hüküm ve şartlara aykırı kullanımından ötürü doğabilecek her türlü zarardan (üçüncü şahısların fikri ve sınai mülkiyet haklarının ihlali dahil) ilgili Kullanıcı ya da Üye sorumlu olacaktır. 10. Bu siteden yararlanan tüm Kullanıcılar ve Üyeler, yukarıdaki hükümleri kayıtsız şartsız aynen kabul etmiş sayılırlar. Bu şartları kabul etmeyen Kullanıcı ve Üyeler sitede sunulan hizmetlerden yararlanamazlar. Üyeler, işbu maddelere ek olarak, sitede yer alan Üyelik Sözleşmesi hüküm ve şartlarına uymakla da yükümlüdür. Şeyda Şentürk Logosu 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında korunmaktadır. Şeyda Şentürk logosu (“LOGO”), üçüncü şahıslara ait Web siteleri başta olmak üzere diğer tüm ortamlarda yalnızca Şeyda Şentürk’e ilgi kurmak ve/veya http://www.seydasenturk.com adresine bağlantı vermek amacıyla kullanılabilir. LOGO’nun üçüncü şahıslara ait Web sitelerinde kullanım koşulları aşağıda verilmiştir. LOGO’yu kullanarak ya da bilgisayarınıza indirmekle bu ilkeleri kabul etmiş sayılırsınız. 1. LOGO her zaman Şeyda Şentürk’ün http://www.seydasenturk.com adresindeki ana sayfasına çalışır durumda bir bağlantıya sahip olmalıdır. 2. LOGO, imleç ile üzerine gelindiğinde görünen “Şeyda Şentürk” açıklama metnini içerir, bu da LOGO’nun siteniz üzerindeki anlamını tarif eder (LOGO, Şeyda Şentürk’e bir bağlantıdır, sitenize verilen bir destek değil). LOGO’nun bu yahut başka bir özelliğini kaldıramaz veya değiştiremezsiniz. 3. LOGO, sadece, Şeyda Şentürk’e veya ürünlerine ya da hizmetlerine doğru atıfta bulunulan Web sayfalarında kullanılabilir. LOGO atıfta bulunulan yerin hizasında veya aynı sayfanın dibinde gösterilmelidir. Kendi Web sayfanızın başlığı, diğer markalarınız, amblemleriniz ve logolarınız en az LOGO kadar öne çıkmalıdır. LOGO’yu, Şeyda Şentürk ya da Şeyda Şentürk tarafından sponsorluk, destek veya lisans verildiğini ima edecek şekilde gösteremezsiniz. 4. LOGO tek başına görünmelidir, LOGO’nun her iki yanında, sayfadaki diğer grafik veya metin öğelerle arasında bir minimum boşluk olmalıdır (LOGO’nun yüksekliği kadar). LOGO, başka herhangi bir logonun bir parçası veya bir tasarım öğesi olarak kullanılamaz. 5. LOGO’yu, ebadı, boyutları, renkleri ve öğeleri dahil olmak üzere, herhangi bir şekilde değiştiremez, canlandıramaz, dönüştüremez veya başka herhangi bir işlemden geçirerek, perspektifini veya iki boyutlu görünümünü bozamazsınız. 6. LOGO’yu, Şeyda Şentürk ürünlerini veya hizmetlerini kötüleyen, Şeyda Şentürk’ün fikri ve sınai mülkiyet haklarını veya başka haklarını gasp eden, haksız rekabet yapan ya da herhangi bir yerel veya uluslararası yasayı çiğneyen hiç bir Web sitesinde kullanamazsınız. 7. Bu ilkeler kapsamında, size Şeyda Şentürk’ün ismi, logosu veya markaları ile ilgili herhangi bir lisans veya başka bir hak verilmemektedir. Şeyda Şentürk, LOGO’nun kullanımı konusunda verdiği izni, tek taraflı olarak, kaldırma veya koşullarını değiştirme hakkına her zaman sahiptir. Şeyda Şentürk, bu ilkelere uymayan, Şeyda Şentürk’ün fikri ve sınai mülkiyet haklarını veya başka haklarını çiğneyen kişilere ve yasalara aykırı kullanım durumlarına karşı her türlü yasal yola başvurma hakkını saklı tutar.

  • Sevimli Dostlar | Şeyda Şentürk

    "Hayatlarına bir hayvanı kabul etmeden yaşayanların eksik yaşadıklarına inanırım ben. Ama yine de bugüne kadar bir hayvanınız olmasa da, sokak kedilerinin ve sokak köpeklerinin size nasıl baktıklarına, gözlerinin içine sizi nasıl çektiklerine dikkat edin, bunun farkına vardığınızda her şeyi anlamaya başlayacaksınız. Bir kedinin, bir köpeğin veya herhangi bir başka hayvanın dostluğunu kazanmak, sessiz yaşanan bir ayin gibidir. Onların bakışlarında gizli olan cevaplara insan, ancak bu şekilde ulaşabilir." En iyi arkadaşlarımız; hayvanlardır. Ne soru sorarlar, ne de kusur kabahat bulurlar. (George Eliot) İnsan ruhunun bir parçası hayvan sevgisini tadana kadar uyanmaz. (Anatole France) İnsanın insanlardan kaçışıdır, hayvan sevgisi. (Aziz Nesin) Bütün hayvanlar arasında yalnızca kedidir yaşamı seyreden. Var olmanın döner dolabını mesafeli bir konumdan izler. Kedide sempatik olma kaygısı yoktur. Yalnızca yaşar, uzak, dingin ve bilge. (Andrew Lang) Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir. (Mahatma Gandhi) Zevk ve acıyı, mutluluğu ve ıstırabı hissetme kabiliyetleri esas alındığında, insanlar ve hayvanlar arasında fark yoktur. (Charles Darwin) Kedinin duygusal dürüstlüğü tamdır. İnsanlar çeşitli nedenlerden duygularını saklayabilirler ama bir kedi asla. (Ernest Hemingway) Köpek düz yazıdır, kedi ise bir şiir. (Jean Burden) Unutma ki hayvanlar kendi hayatlarını yaşamak için doğmuşlardır, sana hizmet etmek için değil! Onları kullanma, onları sömürme. Bırak kendi hayatlarını yaşasınlar. (Mehmet Murat İldan) Kuşlar, doğa adlı annenin güzel çalgıcılarıdır. (Gavin Douglas) Her kim bir köpeği tekmelerse aynı zamanda kendi ruhunu cehenneme doğru tekmelemiş olur. (Will Judy) Hayvanlara karşı acımasız olan, iyi bir insan olamaz. (Arthur Schopenhauer) Kuşlar, sevdanın gökyüzüne kanatlanmış halidir . Kedileri seviyorum çünkü evimi seviyorum; yavaş yavaş evimin gözle görülür ruhu oluyorlar. (Jean Cocteau) İnsanları tanıdığımdan beri, hayvanları severim. (Schopenhauer) Hiçbir hayvan, kendi türüne işkence yapmaz. (H. Veldet Velidedeoğlu) Her kim aç bir hayvanı beslerse, aynı zamanda ruhunu besler. (Charlie Chaplin) Hayvan severler özel bir insan türüdür; ruhu cömert, empati dolu, belki biraz duygusallığa meyilli ve en az bulutsuz bir gökyüzü kadar kocaman yürekli. (John Grogan) Hayatımı tamamen hayvanlara yardım etmeye adamamın sebebi; hali hazırda onlara zarar vermeye kendini adamış bu kadar çok insanın olması. (Buddy Greyhound) Hayvanlar benim arkadaşlarım ve ben arkadaşlarımı yemiyorum. (George Bernard Shaw) Hayvanların kendi sebepleriyle var olduklarını unutmayalım. İnsanları memnun etmek için yaratılmadılar. (Alice Walker) Hayvanlara karşı acımasız olan insanlarla ilişkilerinde de zorlaşır. (Immanuel Kant) Köpekler bizi cennete bağlayan şeydir. Olumsuzluk, kafes veya hoşnutsuzluk bilmezler. (Milan Kundera) Dünya üzerinde seni kendinden daha çok sevecek tek şey bir köpektir. (Josh Billings) Beni köpekler asla ısırmaz. İnsanlar ısırır. (Marilyn Monroe) Hiçbir hayvan yoktur ki, bir ara şaşırsın da ne yapıp edeceğini, nasıl davranacağını bilemesin. Hiçbiri sana yaranmak, kendini sana beğendirmek gibi bir amaç gütmez. Tiyatro nedir bilmez hayvanlar. Nasılsalar öyledirler. Taşlar, çiçekler gibi tıpkı ya da gökteki yıldızlar gibi. (Hermann Hesse) Her erdem ve her günah için hayvanlardan alınacak bir ders vardır; hayvanlar, insancıl dünyayı örneklerler. (Umberto Eco) Bir kedi onu ne zaman çağırırsanız yanınıza gelir; tabi eğer yapacak daha iyi bir şeyi yoksa. (Bill Adler) Hayvanlar üzerinde deney yapılmasına ilişkin düşüncem şudur: insanlar bir canlının hayatını alabilecek güce sahip olduklarında acımasızlıklarının sınırları yoktur. (Tolstoy) Eşsiz güzelliğe sahip, diğerlerinden farklı olarak ölçülemez ve zarafeti olan at, bir erkeği sırtında taşıyacak kadar alçakgönüllü kalır. (Amber Senti) Hayvanlara karşı acımasızlık; ne gerçek eğitim, ne de gerçek bilginlik ile bağdaşır. (Alexander Von Humboldt) Yaşamın özgürlük ve neşe anlamına geldiğini yunuslardan daha iyi hangi hayvanlar anlatabilir ki! (Marlo Morgan) İnsana kelebek hayatta bir kere konar. Kaçırırsan başka şansın yoktur. Çünkü o kelebek ertesi gün ölmüş olur. (Anton Çehov) Bazı kelebek türlerinin bir günlük ömrü, hücre bölünmesinin hızlı olmasından dolayı, insanın 80 yılına denktir. Bu durumda 70 yaşında ölen bir insan mı daha uzun yaşar, 25. saatini gören bir kelebek mi? (Zülfü Livaneli) Seçim yapabilmek, ruhun özgürlüğüdür. Kim kırlarda bir kelebek olmayı yeğlemez ki? (Kemal Sayar) Şehirden uzak yem yeşil ormanların içinde yaşamak, tertemiz havayı ciğerlerime çekmek ya da bir kelebek olmak isterdim. (Bater Gorhan) Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğunu düşleyen bir kelebek miyim bilmiyorum. (Chuang Tzu)

  • Moda ve Alışveriş | Şeyda Şentürk

    Moda ve Alışveriş Moda, genel anlamda kısaca, bir toplumun tüketim zevklerini göz önünde bulundurarak bunlara uygun ürünler geliştirmek ve ortaya çıkarmak demektir. Latince hemen, şimdi anlamına gelen moda kelimesi, modo kelimesinden türemiştir. Temel ihtiyaçlar doğrultusunda ortaya çıkan moda, tarihsel gelişimini de antik çağ ve orta çağdan beri sürdürmektedir. İnsanların fiziksel ve psikolojik durumları giyime yansımış ve örtünme, korunma anlamının dışına çıkması ile sanat niteliği de kazanmıştır. Moda Sanatının Yıllar İçindeki Değişimi ÜNLÜ MODACILARDAN İLHAM VERECEK SÖZLER ​ Zarafet göze batmak değil, akılda kalmaktır. Giorgio Armani ​ Stil, karmaşık şeyler söylemenin basit yoludur. Jean Cocteau ​ Stil, bireyciliğin bir ifadesidir. Moda daha sonra gelendir. John Fairchild ​ Sahip olduğunuz en değerli ve en yararlı varlık, duruşunuzdur. Tom Dixon ​ Güzel bir giysi içindeki bir kızı gördüğünüzde onu yemek istemez misiniz? Jean Paul Gaultier ​ Tüm kurallara itaat ederseniz, eğlenmeyi özlersiniz. Katherine Hepburn ​ Elbise bir kadının vücudunun hatlarını takip etmeli, vücut elbisenin hatlarını değil. Givenchy ​ Rahatlıkla şıklık arasında bir seçim yapmam gerekse, rahatlıkla şıklığı seçerdim. Florde Apanas ​ Kim söylemiş paranın mutluluk getirmediğini, o kimse alışveriş yapmayı bilmiyordur. Bo Derek ​ Hiçbir kadın yoktur ki, aynasının karşısında sırıtıp durmasın. Shakespeare ​ Eğer bir hikayenin sayfasını kapatmak istiyorsam, saç şeklimi değiştiririm. Hillary Rodham Clinton ​ Çok ama önemsiz kıyafete sahip olmaktansa, kaliteli ama az şey olması çok daha iyidir. Rachel Zoe ​ Bir kadının parfümü, onun el yazısından daha çok şey anlatır. Christian Dior ​ Moda, tasarımcıların size yılda 4 defa önerdiğidir. Stil ise sizin hangisini seçtiğiniz… Lauren Hutton ​ Tasarım; lüks, arzu ile pratik konfor dengesini sağlamak için sürekli bir mücadelededir. Isaac Mizrahi ​ Amaç insanları değiştirmek değil, kim olduklarını kıyafetlerle anlatma fırsatını vermektir. Dries Van Noten ​ Ben bir moda tasarımcısı değilim. Moda okumadım, çizim yapamam. Ama bir eşarptan bile elbise yapabilirim. Kate Moss ​ Lüks kavramı, hayatta kalmak için gerekli olmasa da yaşamı daha lezzetli hale getiren bir baharat. Micheal Kors ​ Özellikle bu dönemde insan ilişkileri çok hızlı olduğundan dolayı moda, kendinizi tanıtmada anlık dildir. Miuccia Prada ​ İster bembeyaz, ister pespembe olsun, tek renk giyinmek her spor tarza şıklık katmanın kolay ve kesin bir yolu. Nadia Sarwar ​ Jean’i ben icat etmiş olmak isterdim. Jean’ler kesinlikle tevazu, seksi ve basitçe. Benimde tüm kıyafetlerimin ifadesinin bu olmasını isterdim. Yves Saint Laurent ​ Boş ver be yaşı başı, gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver. Şöyle atıp koyu grileri, siyahları sabahtan sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver… Can Yücel ​ Moda değişir ama stil devam eder. Coco Chanel ​ Moda, gerçek dünyanın zorluğuna karşı hayal kurmanızı sağlar. Lady Gaga ​ Sadece çok akıllı kadınlar, sade bir stile sahip olmayı başarabilirler. Stendal ​ Modanın üç esası olan sadelik, bakımlılık ve zevk satın alınamaz. Christian Dior ​ Bir kadın, siyah küçük elbise ile asla fazla veya az şık giyinmiş olmaz. K. Lagerfeld ​ Modadan ayrılmayan bir kadın, kendine aşık olmuş bir kadındır. La Rochefoucauld ​ Topuklu ayakkabıyı kim icat etti bilmiyorum ama kadınlar ona çok şey borçlu! Marilyn Monroe ​ Moda ve müzik birbirine çok benzer ikisi de kendi çağlarının aynasıdır. K. Lagerfeld ​ Kadınlar erkekler için değil kendileri için giyinirler. Eğer onlar için giyinselerdi, sürekli çıplak dolaşırlardı. Betsey Johnson ​ Moda sadece elbiselerden oluşmaz. Moda gökyüzünde, moda sokakta, moda düşündüklerimiz ve yaşadığımızdır. Coco Chanel ​ Yalnızca podyumları takip ederek stil sahibi olamazsınız. Moda her sabah uyandığınızda etranızdadır. Shalom Harlow ​ En iyi kıyafetleri ve ayakkabıları giyebilirsiniz ama unutulmaması gereken en önemli şey, onların içinde iyi bir ruh taşıyor olmanızdır. Bu sizin dünyayı sallamaya hazır görünmenizi sağlayacak olan asıl şeydir. Alicia Keys ​ Narsisizmden nefret ederim ama gösterişi seviyorum. Diana Vreeland ​ Son eleştirmen her zaman müşteridir. Tüm bu süreçten sağ salim çıkan, insanların giydikleri şeyler. Tozlu bir müzede son bulacak kıyafetler üretmekle ilgilenmiyorum. Marc Jacobs ​ Bence her şeyde bir güzellik var. ‘Normal’ insanların çirkin diyebileceği bir şeyde genellikle güzellik görüyorum. Alexander McQueen ​ Ayakkabılar vücut dilini bir tavıra dönüştürür. Sizi hem fiziksel hem duygusal olarak yükseltir. Christian Louboutin ​ Param her zaman gözümün önünde olsun isterim, dolabımda kıyafetler şeklinde. Carrie Bradshaw ​ Tarz, konuşmadan kim olduğunuzu göstermenin bir yoludur. Rachel Zoe ​ Her zaman en büyük düşmanınızla karşılaşacakmışsınız gibi giyinin. Kimora Lee ​

  • Forum | Şeyda Şentürk

    To see this working, head to your live site. Categories All Posts My Posts Login / Sign up Forum Create New Post Hobi Hobileriniz neler? Haydi siz de hobilerinizden bahsedin... subcategory-list-item.views subcategory-list-item.posts 1 Follow Müzik En Sevdiğiniz Müzik Türü Nedir? subcategory-list-item.views subcategory-list-item.posts 1 Follow Forum - Frameless

  • İletişim | Şeyda Şentürk

    Contact Bana iletmek istediğiniz her türlü konu için veya sitemize reklam vermek, görüş, öneri ya da tavsiyede bulunmak için aşağıdaki iletişim formunu kullanabilirsiniz. Submit Thanks for submitting!

  • Frida Tutkusu | Şeyda Şentürk

    FRİDA TUTKUSU WHO IS FRIDA KAHLO? His life The Mexican painter, whose real name is Magdalena Carmen Frida Kahlo Calderon, was born in 1907 in Coyoacán , south of Mexico City . Although he was born on July 6, 1907, he declared his date of birth as July 7, 1910, the day of the Mexican revolution , wishing that his life began with the birth of modern Mexico. One leg was disabled as a result of polio when he was six years old, and he was called "Wooden Leg Frida". Knowing how to deal with this disability, Frida studied at the National Preparatory School, which gave the best education of the period, when she was a young girl. This school led him to fields such as art , literature , and philosophy . Alejandro Gomez Arias , Jose Gomez Robleda , and Alfonso Villa , who will be known as important figures of Mexican intellectual life in the future, became school friends. At the school, he joined an anarchist literary group; started to form a strong personality. A traffic accident he had at the age of 18 changed his whole life. Bus Accident On September 17, 1925, in the accident where many people died as a result of the bus collided with the tram on his way home from school, one of the iron bars of the tram entered through Frida's left hip and came out of his pelvis . After the accident, his whole life will be spent in corsets , hospitals and doctors; He will live with constant pain in his spine and right leg, he will be operated 32 times and his right leg, injured by polio, will be amputated in 1954 due to gangrene. After leaving the hospital a month after the accident, Kahlo started painting to escape the boredom and pain with the encouragement of her family. He made self-portraits looking at the mirror in the ceiling of his bed. His first self portrait is "Self Portrait in Velvet Dress". (1926) Kahlo, who started to walk at the end of 1927, began to get closer to the art and politics circles during this period. He met and became close friends with Cuban leader Julio Antonio Mella and photographer Tina Modotti . Together, they began to participate in the invitations of the artists of the period and the discussions of socialists. Kahlo became a member of the Mexican Communist Party in 1929. Marriage Continuing to paint, Kahlo met Diego Rivera , the famous painter known as Michelangelo of Mexico, through her friend Tina Modotti, and showed her her paintings. The two painters, who were romantically linked, married on 21 August 1929. Frida became Rivera's third wife. Their marriage was compared to "the marriage of an elephant and a pigeon." The artist made his second auto portrait the year he got married (the work was purchased by an American collector in 2000 for $ 5 million). In the same year, when Rivera was expelled from the Communist Party, Frida Kahlo left the party. He went to the USA with his wife in 1930, and lived with him until 1933, when Rivera finished ordering murals. Two years after their marriage, he made his painting "Frida and Diego Rivera" (1931) based on photographs of a wedding. This work, which was exhibited at the annual exhibition of the San Francisco Society of Women Painters, became her first painting in an exhibition. The couple had a tumultuous marriage life. Frida, who had a child taken due to health problems and had two miscarriages in a row, separated from her in 1939 due to the infidelity of her husband, but they remarried one year later and settled in the "Blue House" where Frida spent her childhood. Frida also had relationships with various men during their marriage. One of them was Leon Trotsky , one of the leading figures of the Russian revolution. Trotsky arrived in Mexico in 1937 with Rivera's special permission from the Mexican President and settled in Frida's home. When Trotsky's wife noticed the relationship between them, Frida left Trotsky. After the assassination of Trotsky, Frida, who was questioned for being the friend of the assassin painter Siqueiros , found it appropriate to leave Mexico for a while; He went to his ex-wife Rivera, who was in San Francisco at the time, and the couple remarried there. Last Years Frequently her health deteriorated, Frida painted with all her might to deal with unbearable pain; He held exhibitions not only in his country, but also in America and France. The exhibition he opened in New York in 1938 brought him great fame, and he was praised with the Paris exhibition in 1939. Frida started teaching at a new art school called La Esmeralda in 1943, and continued teaching for ten years, despite her poor health. Since he could not go to Mexico City due to health conditions, he was giving his lessons at home. His students were called "Los Fridos" (Frida students). In 1948 he applied to join the Mexican Communist Party again and his application was granted. He was hospitalized in 1950 due to problems with his spine and stayed in the hospital for 9 months. He opened a solo exhibition in Mexico City in April 1953; Her right leg was amputated in July. Death Frida Kahlo, on July 13, 1954, when she gave her last breath with a diagnosis of pulmonary embolism; the last painting he left behind; It was a still life named Long Live Life. His funeral was cremated the next day. His ashes are kept in the Blue House. The Blue House was donated to the state in 1955 by Rivera. Movies about his life Frida Kahlo's life was transferred to the cinema under the name Frida , and Salma Hayek played Kahlo in this film (2002). In 2005, a documentary film called "The Life and Times Of Frida Kahlo" about her life was shot. Pictures There are 143 paintings of Frida Kahlo; 55 of them are self portraits. Since he spent most of his life in bed looking at a mirror above his head, which he described as "the executioner of his days and nights," he constantly painted self-portraits. The mastery of his paintings made Pablo Picasso say "We don't know how to draw human faces like him". Frida has two portraits of her pet animals: "Me and My Parrots" in 1941 and "Self portrait with monkeys" in 1943. Although Frida's paintings are considered "surrealist", she rejected surrealism. His paintings actually reflected the painful and exact reality. Mexican culture and revolutionary national identity were transferred to the canvas in Frida's paintings. In 1938, Kahlo opened an exhibition in New York with the support of his friend Andre Breton , one of the pioneers of surrealist painting, and this exhibition brought him international fame. He made his first big sale by selling his 4 paintings to actor Edward G. Robinson , half of his paintings were sold. After this success he opened an exhibition in Paris in 1939. Although not much official was sold at the Paris exhibition, his works attracted great attention; It won the praise of artists such as Picasso and Kandinsky ; The Louvre Museum bought the artist's painting Frame. The artist opened his first solo exhibition in his country in 1953 in his gallery in Mexico. He was carried in his cot to the opening of the exhibition because his doctor forbade him to leave his bed. Remaining Photos of Frida Kahlo THIS IS A GREAT PLACE FOR YOUR TAGLINE. The woman who devoted her entire life to her canvas and relentless pain, Frida. Frida Kahlo, the woman whose love cannot fit into books, with the suffering of a humble body, her smile is bitter! Frida, the Woman of Love and Pain, is a naive artist who shows her short rebellion to the world with the roses she wears in her hair. That is, the woman who was isolated from her pains with her imagination and opened a revolution with her paintings ... See More Photos

bottom of page